Ofis Telefonu 0 537 787 21 55

Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar

Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar

I- GENEL OLARAK
 
5237 sayılı Yeni Ceza Kanunu, kişilerin cinsel dokunulmazlığı ihlal eden fiilleri yürürlükteki 765 sayılı Kanunun aksine “genel ahlâkı ve aile nizamını” ilgilendiren ihlaller olarak değil, kişisel değerleri yönelik tecavüzler olarak değerlendirmiştir. Bu çerçevede, cinsel dokunulmazlığı ihlal eden fiiller Yeni Ceza Kanununun özel hükümlere ilişkin “ikinci kitabının” “kişilere karşı suçları” cezalandıran “ikinci kısmının” “altıncı bölümünde” yaptırım altına alınmıştır. Kanunda cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, dört ana suç tipi halinde, “cinsel saldırı”, “çocukların cinsel istismarı”, “reşit olmayanla cinsel ilişki” ve “cinsel taciz” başlıkları ile düzenlenmiştir.
 
II- KORUNAN HUKUKİ YARAR
 
Bu bölümde yer alan suçlarla korunan ortak hukuki değer, kişilerin cinsel dokunulmazlığıdır. Cinsel dokunulmazlık, kişiliğin dokunulmazlığının bir parçası olmak hasebiyle hukuki korumanın konusunu oluşturmaktadır. Kişiler, gerek maddi gerekse manevi tamlıklarını etkileyebilecek cinsi saldırılara karşı masun olmadıkça gerçek anlamda özgür sayılamazlar. Zira, cinsel dokunulmazlığı karşı fiiller kişilerin cinsi ilişkiler yönünden onurunu ihlal etmektedir. Kanun koyucu bu nedenle en geniş haliyle bu tür ihlalleri yaptırım altına almaya çalışmıştır.
 
III- CİNSEL DOKUNULMAZLIĞA KARŞI SUÇLAR
 
A- Genel Bilgiler
 
Cinsel dokunulmazlık, kişilere karşı cinsel davranışların gerçekleştirilmesiyle ihlâl edilir. Cinsel davranışlar ise, cinsel bir amaçla veya cinsel arzuları tatmin amacıyla gerçekleştirilen hareketleri ifade eder. Buna göre, Kanunun bu bölümünde yer alan suçlarla, cinsel amaçla veya cinsel arzuları tatmin amacıyla gerçekleştirilen filler yaptırım altına alınmıştır. Kanun koyucu cinsel dokunulmazlığa karşı suçları, cinsel davranışların vücut bütünlüğünü ihlal edip etmemesinden hareketle düzenlemiştir. Aşağıda bu esaslar çerçevesinde ve Kanundaki sıralamaya uygun olarak suç tipleri ayrı ayrı ele alınacaktır.
 
A- Cinsel Saldırı Suçu
 
Yeni Türk Ceza Kanununun 102. maddesinde düzenlenen cinsel saldırı suçu, 765 sayılı Türk Ceza Kanunundaki sarkıntılık, ırza tasaddi ve ırza tecavüz suçlarının karşılığını oluşturmaktadır (m. 414, 416, 417, 418, 421).
 
Cinsel saldırı suçu, ya vücuda organ veya sair bir cisim sokmadan vücut dokunulmazlığının ihlali yoluyla (“basit cinsel saldırı”) (m. 102/1), ya da vücuda organ veya sair cisim sokarak vücut dokunulmazlığının ihlaliyle (“nitelikli cinsel saldırı”) (m. 102/2) işlenebilir.
 
1- Basit Cinsel Saldırı
 
Cinsel saldırı suçunun temel şekli 102. maddenin 1. fıkrasında tanımlanmıştır. Buna göre, cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal edilmesi cinsel saldırıdır. Bu suçun oluşabilmesi için, cinsel arzuları tatmin amacına yönelik davranışlarla kişinin vücut dokunulmazlığının ihlâl edilmesi gerekmektedir. Vücut dokunulmazlığını ihlal etmeyen cinsel davranışlarla bu suç işlenemez.
 
Faili ve Mağduru: Bu suç herkes tarafından herkese karşı işlenebilir. Suçun mağduru farklı cinsten bir kişi olabileceği gibi, aynı cinsten bir kişi de olabilir. Kanunda fail ve mağdur bakımından herhangi bir kayıt bulunmamaktadır.
 
Maddi unsur: Cinsel saldırı suçunun temel şekli, kişinin vücudu üzerinde gerçekleştirilen, cinsel arzuları tatmin amacına yönelik ve fakat cinsel ilişki boyutuna varmayan cinsel davranışlarla işlenebilir. “Cinsel saldırı suçunun özelliği, bu suçu oluşturan fiillerin mağdurun iradesi dışında gerçekleştirilmesidir. Mağdura karşı cebir veya tehdit ya da hile kullanılabileceği gibi, örneğin bilincinin yitirilmesine neden olmak veya örneğin uyku hâli dolayısıyla bilincinin kapalı olmasından yararlanmak suretiyle de bu suçlar işlenebilirler” (bkz: madde gerekçesi).
 
Suçun oluşabilmesi için, objektif olarak cinsel arzuları tatmin amacına yönelik şehevî nitelikteki hareketlerin gerçekleştirilmesi yeterli olup, failin cinsel arzuların fiilen tatmin etmiş olması gerekli değildir. Sarkıntılık ve ırza tasaddi olarak bilinen fiiller cinsel saldırı suçunun temel şekline uygun ihlalleri ifade eder. Buna göre, cinsel arzuları tatmin amacıyla bir kişiyi okşamak, sağını solunu ellemek, cinsel arzuların cinsel ilişki boyutuna vardırmadan kişinin vücut dokunulmazlığını ihlal ederek teskin etmek, mağduru devamlı surette sarılıp öpmek ve mahrem yerlerinin sıkıştırmak gibi hareketler cinsel saldırı suçunun temel şeklini oluşturacaktır.
 
Manevi unsur: Bu suçun manevi unsuru kasttır. Cinsel arzuları tatmin saikiyle kişilerin vücut dokunulmazlığını ihlal edecek davranışların gerçekleştirilmesi ile suç tamamlanır.
 
Hukuka aykırılık unsuru: Kişilerin rızası hilafına gerçekleştirilen cinsel saldırı fiilleri suç teşkil eder. Bu nedenle, ilgilinin (cinsel davranışlara maruz kalanın) bu tür davranışlara rıza göstermesi fiilin hukuka aykırılığını ortadan kaldırır. Geçerli bir rıza beyanında bulanabilecekler öncelikle reşit olan yetişkinlerdir. Çocukların cinsel istismarına ilişkin 103. maddeyi de dikkate alarak, onbeş yaşını doldurmuş ve kendilerine yönelik bu nitelikteki fiiller bakımından algılama yeteneği gelişmiş çocukların da rızaya ehil olduklarını belirtebiliriz.
 
Kovuşturma: Suçun temel şekline ilişkin soruşturma ve kovuşturmanın yapılması, mağdurun şikâyetine bağlı tutulmuştur.
 
2- Nitelikli Cinsel Saldırı
 
Cinsel saldırının nitelikli hali 102. maddenin 2. fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre, vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilen cinsel saldırılar bu suçun nitelikli halini oluşturmaktadır.
 
Maddi unsur: Cinsel saldırı suçunun nitelikli hali vücuda vajinal, anal veya oral yoldan organ veya sair bir cismin ithal edilmesiyle gerçekleştirilir. Vücuda penis ithal edilebileceği gibi, vajinal veya anal yoldan cop gibi sair bir cisim de ithal edilebilir. Buna göre, vücuda penis sokulmasını ifade eden ırza tecavüz olarak nitelendirilen fiillerin yanı sıra, vücuda cisim sokulması da cinsel saldırı suçunu oluşturacaktır.
 
Manevi unsur: Kasten işlenebilen bir suçtur. Ancak suçun temel şeklinden farklı olarak, cinsel davranışların mutlaka cinsel arzuları tatmin amacına yönelik olması şart değildir. Cinsel amaçla da bu fiillerin gerçekleştirilmesi halinde suç oluşur. Örneğin, iktidarsız bir kişinin bu durumundan kaynaklanan sebeplerle mağdurun vücuduna cisim sokacak olursa cinsel amaçlı bir cinsel saldırı fiilini gerçekleştirmiş olacaktır.
 
Hukuka aykırılık unsuru: Cinsel saldırıyı oluşturan hareketler, mağdurun iradesi dışında ve onun rızası hilafına gerçekleştirildikleri için suç teşkil etmektedir. Bu nedenle, ilgilinin onayı olmadan gerçekleştirilen organ veya sair cisim sokma şeklindeki davranışlar hukuka aykırıdır. Rızaya ehliyet bakımından suçun temel şekline ilişkin yapılan açıklamalar burada da geçerlidir.
 
Kovuşturma: Nitelikli cinsel saldırı suçunun re’sen kovuşturulan bir suçtur. Buna karşın, eşler arasında işlenen cinsel saldırı suçunun takibi şikayete bağlanmıştır (bkz: 102/2, 2. cümle) “Evlilik birliği, eşlere sadakat yükümlülüğünün yanı sıra, karşılıklı olarak birbirlerinin cinsel arzularını tatmin yükümlülüğü de yüklemektedir. Buna karşılık, evlilik birliği içinde bile, cinsel arzuların tatminine yönelik talepler açısından tıbbi ve hukukî sınırların olduğu muhakkaktır. Bu sınırların ihlâli suretiyle eş üzerinde gerçekleştirilen ve cinsel saldırı suçunun nitelikli hâlini oluşturan davranışlar, ceza yaptırımını gerekli kılmaktadır. Ancak, bu durumda soruşturma ve kovuşturmanın yapılması, mağdur eşin şikâyetine bağlı tutulmuştur” (bkz: madde gerekçesi).
 
3- Suçun Özel Görünüş Biçimleri
 
Cinsel saldırı suçuna teşebbüs ve iştirak bakımından genel hükümler uygulanır. İçtima bakımından şu hususlara değinilmesi gerekmektedir: Cinsel saldırı suçunun nitelikli halleri (m. 102/2-3) ve netice sebebiyle ağırlaşmış halleri (m. 102/5-6) bakımından bileşik suç (m. 42) hükümlerine göre hareket etmek gerekmektedir.
 
Cinsel saldırının cebir kullanılarak işlendiği hallerde, fail, mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir kullanılmışsa, gerçek içtima hükümleri çerçevesinde ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı da sorumlu tutulacaktır (m. 102/4).
 
Cinsel saldırı suçu, zincirleme suç (m. 43/3) hükümlerinin uygulanmasında istisna tutulmuştur. Buna göre, bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerek aynı kişiye karşı değişik zamanlarda gerçekleştirilen, gerekse tek fiille birden fazla kişiye karşı aynı zamanda işlenen cinsel saldırı fiilleri bakımından gerçek içtima hükümleri uygulanarak, her bir ihlal bağımsız suç olarak cezalandırılacaktır.
 
4- Suçun Nitelikli Halleri
 
Cinsel saldırı suçunun nitelikli hallerine 102. maddenin 3. fıkrasında yer verilmiştir. Fıkrada, suçun belli durumda bulunanlara karşı işlenmesi, bazı sıfatı taşıyanlarca işlenmesi veya belli vasıtalarla işlenmesi cezanın yarı oranında artırılmasını gerektiren nitelikli haller olarak düzenlenmiştir. Buna göre cinsel saldırı fiillerinin;
 Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
 Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
 Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı,
 Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
işlenmesi nitelikli halleri oluşturur.
 
Cinsel saldırının birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesini, bu suçun icra hareketlerinin müşterek fail olarak sorumluluğu gerektirecek şekilde gerçekleştirilmesi şeklinde anlamak gerekmektedir. Bu nedenle, söz konusu suçun örneğin bir başkası tarafından azmettiren veya yardım eden sıfatıyla iştirak ederek işlenmesi halinde, sadece bu nedenle “birden fazla kişi tarafından birlikte” işlenmek nitelikli haline dayanarak cezada artırım yapılamaması gerekmektedir.
 
5- Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Cinsel Saldırı Suçları
 
Cinsel saldırı fiilleri neticesinde, mağdurun beden veya ruh sağlığı bozulmuşsa, fail hakkında on yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunacaktır (m. 102/5); mağdur bitkisel hayata girmiş veya ölmüşse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunacaktır (m. 102/6). Ancak bu fıkralara göre sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için 23. maddede öngörüldüğü şekilde failin ağır neticeler bakımından taksir seviyesinde kusurunun bulunması gerekmektedir.
 
B- Çocukların Cinsel İstismarı Suçu
 
Yürürlükteki 765 sayılı TCK’nın 414., 415., 416., 417. ve 418. maddelerinde yaptırıma bağlanan suçlar, 5237 sayılı Yeni Ceza Kanununun 103. maddesinde çocukların cinsel istismarı başlığı ile düzenlenmiştir. Yeni Ceza Kanununda çocuklara yönelik cinsel davranışlar kazuistik bir yöntemle değil, cinsel istismar başlığı altında tek maddede düzenlenmiş bulunmaktadır.
 
1- Basit Cinsel İstismar
 
Kanunun 103. maddesinin 1. fıkrasında cinsel istismar suçunun temel şekli düzenlenmiştir. Bu suç tipini basit cinsel istismar olarak da adlandırmak mümkündür. Buna göre; “ Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi … cezalandırılır”. Maddede ayrıca cinsel istismar da tanımlanmıştır. Buna göre cinsel istismar, a- Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış ile, b- diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışları, ifade etmektedir (m. 103/1). Şu halde;
 Onbeş yaşını tamamlamamış çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
 Onbeş yaşını tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
 Onbeş yaşını tamamlamış algılama yeteneği gelişmiş ve fakat on sekiz yaşını tamamlamamış çocuklara karşı cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
cinsel istismarı oluşturmaktadır. Buna göre, onbeş yaşını tamamlamış ve algılama yeteneği gelişmiş çocuklara karşı rıza üzerine gerçekleştirilen cinsel davranışlar madde kapsamında cezalandırılan suçu oluşturmamaktadır.
Maddi unsur: Suçun maddi unsurunu cinsel istismara yönelik cinsel davranışların gerçekleştirilmesi oluşturmaktadır. Cinsel davranışlar, yukarıda belirtildiği gibi, cinsel amaçla veya cinsel arzuları tatmin amacıyla gerçekleştirilen her türlü davranışı ifade etmektedir. Buna göre, cinsel istismar mağduru olabileceği belirtilen çocuklara karşı gerçekleştirilen söz atma, sarkıntılık ve tasaddi mahiyetindeki fiiller suçun maddi unsurunu oluşturacaktır.
 
Manevi unsur: Suçun manevi unsuru kasttır. Failin, mağdura (çocuğa) karşı cinsel amaçlı veya cinsel arzuları tatmine yönelik cinsel davranışları gerçekleştirmesi suçun oluşumu için yeterlidir.
 
Hukuka aykırılık unsuru: Maddede cinsel istismar suçu düzenlenirken cinsel saldırıdan değil, cinsel davranıştan söz edilmiştir. Bunun sebebi, 103. maddenin 1. fıkrasında cinsel istismarın mağduru olarak gösterilen çocukların, kendilerine yönelik cinsel davranışlara gösterecekleri rızanın geçerli olmayacağını belirtmek ihtiyacıdır. Buna göre, “erişkin kişilere karşı gerçekleştirilen cinsel davranışların kişinin rızasına aykırı olması gerekir. Aksi takdirde, yani kişinin rızasının bulunması hâlinde, ceza hukuku sorumluluğunu gerektiren davranışlardan söz edilemez. Erişkin kişilere karşı gerçekleştirilen cinsel davranışlar açısından rızanın varlığı, ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmaktadır. Buna karşılık, onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen cinsel davranışlar açısından, rızanın varlığı ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Başka bir deyişle, kendisine karşı gerçekleştirilen cinsel davranışlar açısından bu çocuğun rıza açıklamasında bulunması, fiili suç olmaktan çıkarmayacak ve kişinin ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Bu bakımdan, onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte maruz kaldığı fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan kişilere karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış, cinsel istismar olarak kabul edilmiştir.
 
Onbeş yaşını tamamlamış ve maruz kaldığı fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen cinsel davranışların cinsel istismar olarak nitelendirilebilmesi için, bunların cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Bu nitelendirme, cinsel saldırı ve cinsel istismar fiilleri açısından ortaya konan ayırım ölçütüne aykırı olmakla birlikte; suçun mağdurunun çocuk olması ve bu fiiller karşısında direncinin zayıflığı göz önünde bulundurularak, söz konusu fiillerin de bu madde kapsamında suç olarak tanımlanması yoluna gidilmiştir” (bkz: madde gerekçesi).
 
2- Nitelikli Cinsel İstismar
 
Yeni Ceza Kanununun 103. maddesinin 2. fıkrasına göre; “Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi” nitelikli istismarı oluşturmaktadır. Bu durumda faile, maddede öngörüldüğü şekliyle 1. fıkradakine nazaran daha fazla cezaya hükmedilecektir. Nitelikli cinsel istismar biçimde gerçekleşen cinsel davranışlar da, cinsel bir amaçla veya cinsel arzuları tatmin amacına yönelik olabilir.
 
3- Suçun Özel Görünüş Biçimleri
 
Çocukların cinsel istismarında teşebbüs ve iştirak bakımından genel hükümler geçerlidir.
 
Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde gerçek içtima hükümlerine göre hareket edilerek, cinsel istismar ve kasten yaralama suçları bakımından ayrı ayrı kovuşturma yapılacaktır.
 
Maddenin 3. ve 4. fıkralarında düzenlenen suçun nitelikli halleri ile 6. ve 7. fıkralarda düzenlenen suçun netice sebebiyle ağırlaşmış hallerinde bileşik suç hükümlerine göre hareket etmek gerekecektir.
 
Cinsel istismar suçunda zincirleme suç (m. 43/3) hükümleri uygulanmayacaktır. Buna göre, bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerek aynı çocuğa karşı değişik zamanlarda gerçekleştirilen, gerekse tek fiille birden fazla kişiye karşı aynı zamanda işlenen cinsel istismar fiilleri bakımından gerçek içtima hükümleri uygulanarak, her bir ihlal bağımsız suç olarak cezalandırılacaktır.
 
4- Suçun Nitelikli Halleri
 
Çocukların cinsel istismarı suçunun, çocukla aralarında belli akrabalık ilişkisi bulunan kişiler tarafından, çocuğun vasisi, eğiticisi, öğreticisi, bakıcısı, çocuğa sağlık hizmeti veren, çocuğa karşı koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan diğer bir kişi tarafından veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi, kabul edilen ilk nitelikli hali oluşturmaktadır (m. 103/3).
 
Cinsel istismarın, onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte maruz kaldığı fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan kişilere karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi, cezanın artırılmasını gerektiren diğer nitelikli hali oluşturmaktadır (m. 103/4). Ancak, bunun için, uygulanan cebrin en fazla kasten yaralama suçunun temel şeklini oluşturacak boyutta olması gerekir. Bu bakımdan, beşinci fıkraya göre, cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacaktır.
 
5- Netice Sebebiyle Ağırlaşmış Cinsel İstismar
 
Cinsel istismar fiili mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulmasına yol açması (m. 103/6) veya bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması (m. 103/7) bu suçun netice sebebiyle ağırlaşmış hallerini oluşturmaktadır. Failin bu ağır neticeler bakımından sorumlu tutulabilmesi için 23. maddede öngörüldüğü şekliyle en azından taksir seviyesinde kusurunun bulunması gerekmektedir.
 
Kovuşturma: Cinsel istismar suçunun gerek basit şekli gerekse nitelikli şekli re’sen kovuşturulmaktadır.
 
C- Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu
 
Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu 5237 sayılı Yeni Ceza Kanununun 104. maddesinde düzenlenmiştir. Yürürlükteki 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 414 ve 416. maddelerinin muadilini oluşturan 104. maddeye göre; “Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”. Maddenin 2. fıkrasında ise failin mağdurdan beş yaştan daha büyük olması ağırlaştırıcı sebep olarak düzenlenmiştir.
 
Maddede, ceza hukukunda geçerli olan prensiplerle bağdaştırılması mümkün olmayan bir suç tipi düzenlenmiştir. Toplumda geçerli değer yargılarından hareketle böyle bir suç tipinin Kanuna konulduğu muhakkaktır. Ancak, mahiyeti itibariyle aksak bir suç tipi söz konusudur. Zira, bu suçun mağduru ve faili belli değildir. Kendisine karşı gerçekleştirilen fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmiş ve onbeş yaşından büyük iki çocuğun rızaen gerçekleştirdikleri bir cinsel ilişkide, fail ve mağdurun hangi kriterlere göre tayin edileceği hususunda belirsizlik bulunmaktadır.
 
Madde küçüklerin cinsel ilişki girme hususundaki rıza beyanlarını muteber addetmemiş, böylelikle rızaya dayansa bile onbeş yaşını bitirmiş bir çocukla gerçekleştirilen cinsel ilişkiyi suç saymıştır.
 
D- Cinsel Taciz Suçu
 
Yürürlükteki 765 sayılı Kanunun 421. maddesinde düzenlenen söz atma suçunun muadilini oluşturan cinsel taciz suçu Yeni Ceza Kanununun 105. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre; “Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine…” ceza verilir. “Cinsel taciz, cinsel yönden, ahlâk temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesinden ibarettir” (bkz: madde gerekçesi).
 
Maddi unsur: Bir kimseye karşı vücut dokunulmazlığını ihlal etmeden cinsel amaçlı davranışların gerçekleştirilmesi bu suçun maddi unsurunu oluşturmaktadır. Bu suç mahiyeti itibariyle cinsel arzuları tatmine yönelik hareketlerle işlenemez. Buna göre, bir kişiye karşı cinsel amaçlı olarak söz atmak, ıslık çalmak, cinsel ilişki teklifinde bulunmak, tenasül uzvunu göstermek veya soyunmak şeklindeki hareketler cinsel taciz suçunu oluşturur.
 
Manevi unsur: Kasten işlenebilen bir suçtur. Failin cinsel amaçlı davranışları gerçekleştirmesiyle birlikte suç tamamlanır.
 
Hukuka aykırılık unsuru: Cinsel taciz mahiyetini taşıyan hareketlerin mağdurun rızası hilafına gerçekleştirilmiş olması şarttır. Hukuken geçerli bir rızadan söz edilebilmesi için, bu suç ile korunan hukuki değer üzerinde tasarruf yetkisini haiz bir ilgilinin bulunması gerekmektedir. Yetişkinlerin, yani reşit olanların ve onbeş yaşını doldurmuş ve kendisine karşı gerçekleştirilen cinsel taciz şeklindeki cinsel davranışların hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmiş çocukların rıza ehliyetleri bulunmaktadır.
 
Suçun özel görünüş biçimleri: Teşebbüs, iştirak ve içtima bakımından genel hükümler geçerlidir. Suçların içtimaı bakımından da herhangi bir istisnai durum söz konusu değildir.
 
Nitelikle haller: Maddenin 2. fıkrasına göre, “Bu fiiller, hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur işi terk etmek mecburiyetinde kalmış ise, verilecek ceza bir yıldan az olamaz.”
 
Kovuşturma usulü: Cinsel taciz suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır
Sayfamızı Paylaşın
Genel
Etiketler
< />